top of page

PASİF – AGRESİF TEPKİDE BULUNAN ÖFKELİ ÇOCUKLARA YARDIM ETMEK


Çocuk ve Ergenlerde Pasif Agresif Davranış
Çocuk ve Ergenlerde Pasif Agresif Davranış

PASİF AGRESİF DAVRANIŞI FARK ETMEK

Ana babaların pasif- agresif davranış türüyle karşılaşıp karşılaşmadıklarını anlamalarının çeşitli yolları vardır. Davranış sorunlarının pek çok başka nedeni de olduğundan doğru bir teşhis önemlidir. Öncelikle pasif –agresif davranış bir mantık içermez. Bu özellikle de Enes’in örneğinde geçerlidir.

Enes, 14 yaşında, zeki ve potansiyeli çok yüksek bir genç.Yeteneği ve çalışkanlığı göz önüne alındığında zayıf notlarını anlamak mümkün değil.


İkinci olarak davranışı düzeltmek için yaptığınız hiçbir şey işe yaramadığında , pasif-agresif davranıştan şüphe edebilirsiniz. Pasif –agresif davranışın amacı otorite figürünü ne yaparsa yapsın, fark etmez. Enes’in notlarını düzeltemedi. Ona ödevlerinde yardım ettiler, iyi notlarını ödüllendirmeyi vaat ettiler, hatta ceza vermeyi bile denediler. Her yeni yöntem durumu kısa bir süre için düzeltiyor görünse de uzun vadede hiçbiri işe yaramadı. Pasif-agresif davranışla başa çıkmak işte bu yüzden zordur. Temelde yatan sebep otorite figürünü üzmek olduğundan Enes bilinçaltında, hiçbir şeyin işe yaramamasını garanti altına alıyor..

Üçüncü olarak , her ne kadar bu davranışın amacı otorite figürünü hayal kırıklığına uğratmak olsa da , en çok kayba uğrayacak, geleceği ve ilişkileri en ciddi bir biçimde etkilenecek olan yine bu davranışı sergileyen kişinin ta kendisidir.


ERGENLİK YILLARI SÜRESİNCE PASİF-AGRESİF DAVRANIŞ

Hayatta pasif-agresif davranışın normal olduğu tek bir dönem vardır.

On üç ile on beş yaşları arasındaki ilk ergenlik yılları.Hiç kimseye zarar vermediği sürece bu durum normal karşılanabilir. Çocuğun öfkesini olgunlukla kontrol etmeyi öğrenmesi ve pasif-agresif dönemden çıkması önemlidir. Aksi taktirde, bu davranış hayat boyu karakterinin ve kişiliğinin , çalışanlarına, eşine, çocuklarına ve arkadaşlarına karşı kullanacağı kalıcı bir parçası haline gelecektir.


Biz ana babaların gençken – çocuklarımıza göre asırlar önce – bu davranışı alenen sergileme yollarımız daha sınırlıydı. Bugünün gençleri pasif-agresif davranışlar sergileme konusunda çok daha fazla seçeneğe sahipler ve bunlardan bazıları da tehlikeli olabilmekte. Uyuşturucular, suç, şiddet, sigara, zührevi hastalıklarla yada hamilelikle sonuçlanan cinsel ilişki,okulda başarısızlık ve intihar. Çoğunlukla ergenler bu dönemden çıktıklarında hayat boyu etkilenebilecekleri ciddi hasarlar almış olur.

Anne ve babalar olarak zararsız pasif-agresif davranışla anormal ve zararlı olanı birbirinden ayırt etmeniz gerekir. Örneğin, dağınık bir oda sinir bozucu olabilir ama zararsızdır. Yorucu fiziksel aktivitelerde ergenlik çağındaki çocukların heyecan ve tehlikeye olan düşkünlüğünün tatminine yardımcı olabilir. Bu safhada ergenlere dağcılığa , uzun mesafede bisiklete binmeye, atletizme ve takım sporlarına ya da bireysel sporlara teşvik edilmek suretiyle yardımcı olunabilir.


Ergenlik çağındaki genç çocuklarınıza bu dönem süresince yardım etmeye çalışırken amacınızın onlara 17 yaşına geldiklerinde öfkelerini kontrol etmeyi öğretmek olduğunu unutmayın. Olgun davranmayı ve kabul edilebilir davranış biçimlerini öğrenmedikleri sürece pasif-agresif dönemden çıkamazlar.

Pek çok genç asla bu dönemden çıkamadıkları için yetişkinlerde pasif-agresif davranışlara tanık olmak çok olağan bir durumdur. Bir çok insan öfkeyi yada onu kontrol etme yollarını anlamaz. Pek çok ana baba her tür öfkenin yanlış olduğunu ve böyle bir durum karşısında çocukların cezalandırılması gerektiğini düşünme gibi trajik hatalar yapmıştır. Bu yaklaşım işe yaramaz. Bu şekilde çocuklar öfkelerini yapıcı yönde ele alması konusunda eğitilemez.


Sonuçta , kendilerinden önce ana babalarında yaptığı gibi, aynı hatayı yetişkinlik yıllarına taşımaya devam ederler. Pasif-agresif davranış biçimi lisede yaşanan başarısızlığın birincil sebebidir. Bu patronlarla yaşanan sorunlarında sıkça rastlanan sebeplerinden biridir. Evlilik sorunları sırasında çoğunlukla eşlere karşı uygulanmaktadır. Pasif-agresif davranış biçimi , hayatta karşılaşılan çoğu en büyük güçlülüğün gizli kaynağı olduğundan biz anne ve babalar çocuklarımıza ve ergenlik çağındaki gençlerimize öfkeyi doğru biçimde kontrol etmeyi öğretmeliyiz. Bunun için onları cezalandıramayız.


DOĞRU TEPKİNİN ERKEN YAŞTA ÖĞRETİLMESİ

Açıkçası çocuğunuza öfke yönetimini öğretmek için onun ergenlik çağına gelmesini bekleyemezsiniz. Altı yedi yaşına dek öfkeyi olgunlukla ele almalarını beklemeniz doğru olmasa da, bu eğitime daha küçük yaşlar da başlamanız gerekir.


Öfke yönetimi ana baba olmanın en zor kısmıdır. Çünkü çocukların öfkelerini ifade etme yolları sınırlıdır. İki seçenekleri vardır, sözel ya da davranışsal ifade ve her ikisi de ana babalar açısından zordur. Ana babanın öfkenin saklanamayacağını ve bir şekilde açığa çıkması gerektiğini anlaması kolay değildir. Sonuçta pek çok ana baba çocukların öfkelerini ifade ediş şekillerine yanlış ve zararlı tepkiler verirler.

Her iki seçeneğide dikkate alırken, çocuğunuzun öfkesini davranışlarıyla göstermesinden ziyade sözel olarak ifade etmesinin daha iyi olduğunun farkına varın. Çocuğunuz öfkesini sözcüklerle belli ettiğinde , onu olgun öfke yönetimi doğrultusunda eğitmeniz mümkündür. Pasif-agresif davranışı her ne pahasına olursa olsun önlemek gerekir.


Altı yedi yaşına kadar, öncelikle pasif-agresif davranışın çocuğunuzda yer etmemesine çalışırsınız. Bunu yapmanın ilk ve en önemli yolu onun duygusal sevgi deposunu koşulsuz sevgi ile doldurmaktır. Öfkenin ve hatalı davranışın temel nedeni boş bir sevgi deposudur. Anlaşılır bir şekilde ve düzenli olarak çocuğunuzun sevgi dilinden konuşun ki bu depoyu doldurup pasif-agresif davranış biçimini huy edinmesini önleyebilesiniz. Bu sevgi deposu dolduğunda , çocuk davranışlarıyla Beni seviyor musun? Diye sorarak mutsuzluğunu sergileme baskısını hiç bir surette yaşamayacaktır. Sevgi deposu boş olan çocuksa hatalı davranışlarıyla Beni seviyor musun? Sorusunu sormaya mecbur kalacaktır. Tabii ki boş sevgi deposu kötü davranışın ya da öfkenin tek nedeni değildir ama en yaygınıdır.


Daha sonra da, çocuklarınızın, anne ve babalarının öfkesine karşı savunmasız olduğunu göz önüne alın. Öfkenizi çocuğunuzdan çıkarttığınızda bu durum onun içine işler. Bunu çok sık yaptığınız takdirde biriken öfkenin geri dönüşü pasif-agresif davranış biçiminde olacaktır. Onu sakince dinleyin, öfkesini sözel olarak ifade etmesine izin verin. Öfkesini duymak hoş olmasa da davranışlarıyla göstermesine yeğlenebilir.


Ne yazık ki, çocuklar öfkelerini söze döktüklerinde bir çok ana baba çocuklardan daha çok öfkelenirler ve Benimle bu şekilde konuşmaya nasıl cürret edersin? Bir daha benimle asla bu şekilde konuştuğunu duymayayım. Anlıyor musun? Gibilerinden sözler sarf ederler. Bu durumda çocuklara iki seçenek kalır. Kurallara boyun eğip öfkelerini dile getirmemek ya da karşı gelmek. Pek çok ailenin içinden çıkmakta zorlandığı bir çıkmaz...



Çok Okunanlar
Son Yazılar
Arşiv
Etikete Göre Arayın
Bizi Takip edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page